Skip links

Bir Startup Kurulurken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Bir Startup Kurulurken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Startup Nedir ?

Startup temelde herhangi bir soruna çözüm bulma amacıyla yeni bir iş fikrinin/modelinin hayata geçirilmesidir. Genellikle yüksek büyüme potansiyeli olan, ölçeklenebilir iş modelleri geliştiren ve teknolojiyi kullanarak sorunları çözmeye yönelik fikirler ileri süren yenilikçi girişimler olarak tanımlanmaktadırlar. Bu tür girişimler, araştırma ve geliştirme (AR-GE) çalışmalarıyla yeni fikirler, ürünler veya hizmetler geliştirir ve bu yenilikleri piyasaya sunarak bir ürün haline getirirler.

Startup kurmak, stratejik planlama ve ileri görüşlülük gerektiren bir süreçtir. İlk adım olarak, yenilikçi bir fikir bulmak ve bu fikri iş modeline dönüştürmek önemlidir. Startuplar müşteri ve  kullanıcı odaklı, kısa zamanda küçük kitlelerden büyük kitlelere ulaşmayı hedefleyen başlangıç aşamasındaki şirket türleridir. Bu nedenle, piyasa araştırması yapmak, hedef kitleyi anlamak ve rekabet analizi yapmak bu süreçte kritik öneme sahiptir. İş planı ve yol haritasını oluşturduktan sonra, gerekli finansal kaynakların sağlanması ve doğru ekip üyelerinin seçilmesi gerekmektedir.

Şirketin büyüme ve ticari faaliyetleri için organizasyon şemasının belirlenmesi, sözleşme setlerinin oluşturulması, kurumsallaşma adımlarının atılması ve tüm bu süreçlerin hukuki bir zeminde tamamlanması yatırımcı açısından olumlu bir intiba yaratmakta ve süreçlerin ilerleme hızında çok önemli rol oynamaktadır.

Startup Kuruluş Aşamasında Nelere Dikkat Edilmelidir?

Startup projesini ticarileştirebilmek, gelir getiren bir değeri ortaya çıkarabilmek, başka bir deyişle başarılı bir kurulum sağlamak için dikkat edilmesi gereken önemli bazı noktalara değinmek gerekmektedir. Zira ilk aşamadan itibaren profesyonelce adımlar atmak için öncelikle sağlam ve hukuki temelleri olan bir zemin oluşturmak esastır. Bu gereksinimlerin tamamlanması; gelecekteki yatırımcı arayışları için de oldukça önemlidir. Yatırımcılar bir Startup’a yatırım yapma kararı alırken sadece fikri değil, projenin yaratacağı değerlerin mali ve hukuki açıdan doğru bir yapıya sahip olup olmadığını da değerlendirmektedir. Bu sebeple girişimci olarak kurulan Startup’ın hukuki ve organizasyonel yapısının sağlam temellere oturtulması çok önemlidir.

Öncelikle Startup’ın konu ve faaliyet yönünden mevzuata aykırı olmaması, suç unsuru barındırmaması, diğer girişimlerin veya şirketlerin fikri ve sınai mülkiyet haklarına aykırılık teşkil etmemesi, diğer girişimlerle veya şirketlerle haksız rekabet içerisinde olmaması gerekmektedir.

Sonrasında başlangıç olarak girişimci ortaklar arasında kendi aralarındaki görev dağılımlarını, hak ve yükümlülüklerini, hisse dağılımını, karar alma şeklini ve temsili ile olası ortaklığın sona erme durumları ve sonuçlarını düzenleyen bir hissedarlar anlaşması (SHA) imzalanması sağlıklı ve kurumsal bir başlangıç için çok önemlidir.

Böyle bir sözleşme imzaladıktan sonra girişimci ortakların Startup’ları için en ideal şirket türüne karar vermesi gerekmektedir. Bu karar aşamasında seçilen şirket türüne göre hakların, şirketin organlarında yer almanın hukuki ve cezai sorumluluğunun, genel kurulun ve yönetim kurulunun işleyişinin, toplantı ve karar nisaplarının, sorumluluk derecelerinin, en az sermaye tutarının, kısacası seçilecek şirket türüne dair önemli detayların bilinmesi gerekmektedir. Kurulacak şirketin türüne ve imzalanan Hissedarlar Anlaşması’na göre bir şirket esas sözleşmesi hazırlanarak şirket faaliyete hazır bir hale getirilmelidir.

Başlangıç aşamasında diğer bir önemli husus ise ortaya atılan iş fikrinin/modelinin reklam ve pazarlama  evresine geçmeden önce henüz fikir aşamasında iken uygun hukuki korumanın sağlanmasıdır. Fikri mülkiyet, Startup şirketlerin en değerli varlığıdır.  Bu sebeple, bir Startup’ın korunmasında fikri ve sınai hakların büyük önem arz ettiğini söylemek yerinde olacaktır. Uygun düştüğü ölçüde markanın tescilinin yapılması, bir buluş veya faydalı model söz konusu ise patentlerinin alınması, bir eser söz konusu ise telif hakları için gerekli hukuki korumanın sağlanması çok önemlidir. Yatırımcılar, fikri mülkiyeti belirsiz olan şirketlere yatırım yapma taraftarı olmazlar. Fikri mülkiyet davası ise çoğu girişimin altından kalkamayacakları bir yük oluşturmaktadır. Bahsedilen koruma türleri için gerekli başvuruların, ürünün piyasaya çıkması beklenmeden, pazarlama ve reklam süreci başlamadan önce henüz ürün geliştirme aşamasında iken yapılması daha doğru olacaktır. Bu sayede kötü niyetli üçüncü kişilerin önce davranması ihtimalinin önüne geçmek mümkün olacaktır. Bir Startup için başvurulabilecek en uygun korumayı belirlemek, daha önce bir başvuru olup olmadığını araştırmak ve böylece başvurularının ret ile sonuçlanma veya iptali ihtimalini en aza indirmek doğru olacaktır.

Özetle; yeni bir iş fikrinin veya modelinin hayata geçirilmesi ile kurulan Startup’ların kuruluş aşamasında önem vermesi gereken üç husus; girişimci ortaklar arasında detaylıca hazırlanmış bir Hissedarlar Anlaşması’nın imzalanması, Startup’ın yapısı ve hedeflerine en uygun şirket türünün seçilerek kurulması ve Startup’ın veya girişimcilerin sahibi olduğu fikri ve sınai haklar için gerekli hukuki korumaların sağlanmasıdır.

Paylaş:

İncele
İncele